Duyurular
Bilim İnsanı
Geçmişten günümüze toplumun şekillendirdiği sosyal davranışlarımız var. Bazı sosyal konumlarımız ya da davranışlarımız sadece kendimiz olmamız neticesinde değil, eskiden beri aktarılarak getirilmiş sosyal bakış açılarının yansımaları neticesinde varlar. Geçmişten gelen zihniyetler iyi veya kötü olabilmektedirler.
Bazı süregelen sorunlar ortaya çıktığında, insanların asıl sorun yerine değiştirebildikleri hedeflere yönelmeleri neticesinde durumu kurtaran kişiyi övmeleri sonraları, durumu kurtarmak övülmekten daha çok sorumluluğa dönüştürülmektedir. Anlattığım soyut fikir birçok bakımdan ele alınabilir olmasına rağmen bu yazımda bu konuyla ilgili sadece bir örnek vereceğim.
Örneğin, bir aileyi ayakta tutan şey çiftlerin ikisinin de özverili olmasıdır diyebiliriz. Ancak aile içerisinde bir şeyler yolunda gitmediğinde bir kadın daha çok alttan alarak ya da daha fazla özverili davranarak aileyi sürdürülebilir kıldı diyelim, bu durumda onu övmek açısından “yuvayı dişi kuş yapar” denildiğini düşünelim. Şimdi verdiğim bu örneğin geçmişte kaldığını ve bu sözün toplum bilincinde yer ettiğini varsayalım. İlerideki bir zamanda, başka birinin aile ilişkileri söz konusu olduğunda “yuvayı dişi kuş yapar” sözünü, kadınlar sorumlu olup evi çekip çevirmeli diyerek yeterinden fazla sorumluluk atfetmek için kullananlar olabiliyor. Başka bir örnek ise, ailenin yıkılması söz konusu olduğunda bunun suçunu kadına yıkmak için “yuvayı dişi kuş yapar, demek ki sen yapamadın” denilmesidir. Sonuç olarak, bozgunculuk yapan kişiyi değiştiremeyince durumu kurtaran kişi övülmüş, ancak bu övgü ile beraber sorumluluk ve beraberinde bazı suçlar bu kişiye yıkılmış olmaktadır. Ancak normal şartlarda, aile iki kişinin çabaları ile ayakta kalmaktadır, bunun böyle olduğu bilinmelidir. Ayrıca, nihayetinde övgülerin sorumluluğa dönüşmesinin yanlışlığı bir başka konudur.
Geçmişten gelen bazı fikirler ve bu fikirleri insanların zamanla doğruluk ya da adalet gözetmeden sadece işine geldiği anlamlarda kullanmaya başlamaları sonucunda, kişiler kendi bencil emellerini ve zihniyetlerini toplum bilincine karıştırmaktadırlar.
Doğru bir nedenle oluşturulmuş bazı fikir, inanç ve kuralların nedeninin nesiller sonra unutulması ise körü körüne bağlanan ve kuralları zarar vermek pahasına uygulayan kişiler ortaya çıkarmaktadır. George Robert Stephenson’un yaptığı düşünülen Beş Maymun Deneyi’ni incelerseniz dediğimi daha iyi anlayacağınızı umuyorum. Yani, kural ve prensiplerin nedenleri unutulmamalıdır ve hatta çağ değiştiğinde bu nedenlerin uygunluğu düşünülmeli ve kural bu nedenler temelinde düzenlenmelidir.
Kural, inanç, fikirlerde olduğu gibi nedenler temelinde düşünmeyi dilimizde de uygulamamız gerekmektedir. Kanunların günümüze uygulanması gerekliliği ne kadar mühimse (mesela internet ve sanal ortamlar için koyulması gereken yasalar), dilimiz hayatımızın büyük bir bölümünü etkilemekte olduğundan bir o kadar mühimdir. Ne var ki dil; sabit değildir, dinamiktir ve sürekli değişim içerisindedir yani günceldir.
Dilimizin eski ve donuk halde kalması yerine, çağımıza ayak uydurması gerekmektedir. Buna örnek olarak, bilim ve bilim insanlarından bahsedebiliriz. Bilim insanlarına geçmişte bilim adamı denilmekteydi. Bazı kişiler bilim insanı ve bilimadamı arasında etimolojik açıdan bir farklılık olmadığını ileri sürmektedirler. Ancak sadece etimolojik yönden bakmak yeterli değildir ve şu anda bunu bir farklılık söz konusu olduğu için konuşmaktayız.
Dilin dinamik ve güncel olması göz önünde bulundurulduğunda, “adam” kelimesi günümüzde toplumca erkek anlamında kullanılmaktadır. Sözlükteki anlamı bakımından; kadın olmayan kişi, erkek anlamlarına da gelmektedir. Ek olarak; adam, adem gelimeleri ilk insan olarak kullanılıyorsa da, insanlar ilk insanın erkek olduğuna dair bir fikir geliştirmiş olduğu için ilk insan anlamında bile olsa günümüzde erkek olduğu düşünülen bir kişiyi kastetmektedir. Buradaki sorun ise kadın bilim insanlarının varlığının, bilimadamı kelimesiyle temsil edilemeyişidir.
Tüm yazının bahsettiği bir nokta vardı, “temel nedene göre şekillendirmek”. Genel manada eğer bir tehlike söz konusu olduğu için bir kural konulduysa, tehlike söz konusu olmadığında mantıken kuralın kaldırılması gerekmektedir. Bir fikir bir nedenden dolayı oluştuysa, o neden artık yoksa bu fikre de ihtiyaç kalmamış olur. Aynı şekilde, adam kelimesinin erkek olarak yaygın şekilde kullanıldığı nedeni söz konusu olduğundan dolayı ise, birilerine kendilerini temsil etmeyen hitap şekilleri kullanmak mantıksızdır. Bu nedenle, çağa ayak uydurabilen kişilerin bilim insanı kelimesini yaygın bir şekilde kullanmalarına şahit olmaktayız.
Düşünce